Sayfalar

19 Ocak 2015 Pazartesi

İYİ YÜREK (the good heart)

"iyi bir barmen, müşterisi ne istediğine karar vermeden ne istediğini bilir".



Yaşlı ve yorgun bir barmen, sokaklardan toplayıp yaşadığı mekana getirdiği genç çocuğa barmenliği öğretirken öğretirken öğretirkeeen...kimin kime ne öğrettiği karışmaya başladığında...filmden kopamayacağınızı anlıyorsunuz. 


Filmin başında aslında kalp krizleri ölümden dönmeler ve hastane mekanı var.
Barmen ile barmen adayı hastanede tanışıyor.

Usul usul, acele etmeden...abartmadan, çağlayıp  coşmadan... hayata dair, varoluşçu, minik sıçramalarla film ilerliyor. 
Zaman zaman gülümsetiyor ama esasında sağlam bir dram.

Ortalarda biryerde bara April geliyor. April bir kadın.
Erkeklerin kadınlardan kaçıp sığınabildiği tek mekanda, gerçek bir barda, bir kadına yer açılabilir mi?

Çok iyi çalışılmış, gerçekçi yapımları seviyorum.
Gerçekçi otantik bar atmosferi ve dialoglarının arkasında çok tecrübeli ve çok uluslu (İzlanda-Fransa-Danimarka) bir sinema tasarım grubu olduğunu sonradan okudum.

Yalnızca son 10 dakikasında keyfim kaçtı.
Sadece finalin tahmin edilebilirliği bu denli keyif kaçırmaz sanırım.
Finalde aceleye gelmiş başka bir şey vardı sanki.

TV'de bile, reklam aralarının tacizine rağmen, filmden kopamadım.
İzlediğime değdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder