Sayfalar

20 Aralık 2015 Pazar

Rüzgarın Hatıraları

Rüzgarın Hatıraları;

"mazide tamamlanmamış ödev kalmasın" kontenjanından bir film.

Ak sürüdeki kara koyunun filmi,
yerkürenin sonsuz güzellikleri içinde, 
aslında özlediğimiz "bir avuç toprak" iken, 
dünyayı birbirimize DAR etmemizin filmi...

Toplumsal bellekten süzülen acının, 
karakalem resimlerde somutlanması hali,
kardeşin kardeşe "ajan" demesinin filmi,
en ihtişamlı dağların doruklarında bile sınırların nasıl dayatıldığının,
korku kültürünün insan yüreğine nasıl akıtıldığının... hüzünlü filmi.


Rüzgarın hatıraları;
1943'te geçiyor ama  (malesef) bugünü de gösteriyor.

Çevremizde milyonlarca mülteci el açıp dilenirken, 
en sevdiğimiz denizlerde boğulup can verirken, 
bir savaş çığırtkanlığıdır almış başını gidiyor iken
Rüzgarın Hatıraları'na 
"tarihti, geldi geçti" diyebilmek mümkün değil.

-*-
Hala gösterimde iken sinemada izleyin.
Her biri muhteşem bir tablo güzelliğindeki sahnelere sinema yakışır.
(Görüntü yönetmenine saygılarımı sunarım.)
Aram'ın iç seslerini Bülent Usta yazmış.
En kısa zamanda bu yazarı okumak isterim.

Ve tabii ki Özcan Alper iyi ki var bu ülkede.
"Sonbahar" ve  "Gelecek Uzun Sürer"den sonra bir kez daha ana akım filmlerin dışında bir bakış açısı sundu bizlere. 
Bir kapı araladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder